Bu gereksinme yüzlerce ve binlerce yıl boyunca insan belleği ve anımsama gücüyle karşılanmaya çalışılmışsa da, aradan geçen yüzyıllar ve süre içinde kazanılan deneyimler, bu tür eserleri unutmamak ve gerektiğinde doğru olarak anımsayabilmek konusunda insan belleği ve anımsama gücünün yeterli olmadığını, zamanın bir çok şeyi silip unutturduğunu, aslında unutulmamış olan şeylerin ise istenildiği her zaman anımsanamadığını gösterdi. İnsanların bellek güçleri arasındaki farklılıklar, yaşlanma, aradan uzun süre geçmiş olması vb. etkenlerin insan belleği üzerindeki olumsuz etkileri ve nihayet insanın ölümü, aynı eserin değişik zaman kesimlerinde ya da başka kişilerce farklı biçimlerde anımsanıp seslendirilmesine veya tamamen unutulup yok olmasına neden oluyordu.